13 Kasım 2012 Salı

:/

Sırf o "büyüteçle" kelimesine güvenip yarın boyumu aşan ama yapmam gereken bi işe kalkışacağım.
Ters teperse hiç ama hiçbir fikrim yok ne yapacağıma dair. Bulimik ve kleptomanik sıfatlarını sonuna kadar harcarım sanırım.
Bulimik demişken vücut ağırlığımın %30'unu kusarak-laksatif alarak-aşırı egzersiz ile-açlık krizleriyle 3 ay içerisinde kaybedersem rehabilitasyona girebiliyorum. Gerçi bu gidişle rehabilitasyona gireceğim zaman saçlarım kemoterapiye girmişçesine dökülmüş ve dişlerimin çoğu çürümüş olacak, o ayrı.
Tel varken çürüyen dişler. Tabi.
Yine de bedenen tam anlamıyla bulimik olmasam da ruhen bulimianın amına koymuş bulunmaktayım.
Bulimia olmasa da yeme bozuklukları denen illetin bende başgösterdiği kesin.
Ne bu ilgi merakım onu hiç bilmiyorum.
Annemle aynı evde yaşamaya devam ettikçe de ikimizin de sağlığı/psikolojisi ciddi derecede bozulacak, buna ne yapmalı yine hiç bilmiyorum. Anne sen hep işe git.

Bir de arkadaşım olan kişilerin yeni arkadaşlıklarını dostluk seviyesine çıkarırken bizim hala yakın arkadaş olarak kalmamız nasıl sinirlerimi bozuyor, nasıl kıskanmamı sağlıyor hiç anlatamam. Üzülüyorum sadece.
Kendime sanırım. Yine bilmiyorum.

Falcının dediklerinin de hiçbiri çıkmadı ayrıca. Bence onu dava edebilmeliyim. Ha tabi ki falcıya güvenerek hareket etmiyorum ama en azından umut bağlamıştım. Şimdi o da pek yok.

:/

Raif Efendi'ye katılıyorum. Bir kişi yüzünden yaşadığını hissetmesi gerçekten tuhaf.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder